20 February 2009

Sevgili Gümrük

Sevgili Gümrük,

Neden Amerika'dan getirttiğim o güzelim iPhone'a el koydun? Neden bir tanecik iPhone'u bana çok gördün. Üzerine dünyalar kadar vergi bindirdiğin Türkiye'de olanlarından alamıyordum; öğrenciyim, biliyorsun. Kıt kanaat biraz para biriktirmiş, arkadaşım gibi ben de belki şanslı çıkarım diye sevgililer gününe denk getirmiştim, ama olmadı. Özel günlerde daha az sorun çıkarıyorlar diye duymuştum. Keşke dini bir bayrama denk getirseydim diye düşünmedim de değil, ama bu senekilerin ikisi de geçti, bir dahakini bekleyemezdim. Neden Gümrük, neden?

Benim seninle bir alıp veremediğim yoktu Gümrük. iPhone'uma el koymasan olmayacaktı da. Ama şimdi artık çok geç. Aramızda sonu gelmez, amansız, ve dehşete düşürücü bir savaşın başlangıcı oldu bu. Fakat bunu sen istedin Gümrük, bunu sen istedin... Hiç istemezdim böyle olsun, ama oldu, ve artık geri dönüşü yok. Pişman olsan, ayaklarıma kapansan, yerine üç tane sıfır iPhone versen yine düzeltemezsin hatanı. Bir kere kıl kaptım sana artık.

Ekonomik durumum belliydi, garantisine, vergisine, bilmemnesine verecek param yoktu. Devlet Baba da benden hacılayacağı elli-yüz lirayı benim yerime bir Zengin Amca'dan falan alsaydı. Ama hayır, ben fakir olduğum için bir tanecik iPhone'a sahip olmak bana lükstü. Başka ülkelerde en fakirinin cebinde bir iPhone, altında bir araba varken bana fazlaydı işte. Haddimi bilip 3310'a talim etmeliydim. Ama ne yaptım, yerimi bilmedim, olmadığım bir şeye özendim. Havamı da aldım affedersiniz.

Ah Gümrük, keşke böyle olmasaydı. Keşke ben zengin ve tiki olsaydım, aklım beş karış havada olsaydı ve dünyadan haberim olmasaydı. Etrafımdaki kafası basanlar benden tiksinirken ben bunun farkında bile olmasaydım, olsam da "Pis fakirler, hıh," diyip umursamasaydım. Cebimde iPhone'um, altımda arabam, ağzımda sakızım, iki kanadımın altında da iki boyalı kızla dolaşsaydım. Ne olurdu böyle olsa, ha? Sorarım sana Gümrük, sana soruyorum, ama Kader Abla sen anla. Ve mümkünse değiştiriver yazdığını, olmazsa da bir sonraki hayatıma böyle bir şey yazıver. Hevesimi alayım be Abla...

Ama yok, kaldım ben burada, kurtuluşu yok. Durumu kabullenip fakir ve ezik yaşantıma geri dönmeliyim. Zengin Amcalar beni sömürüp daha zengin olsun diye daha çok çalışıp haketmediğim şeyleri hakettiğime inanmak için daha çok ter dökmeliyim. Sorgulamamalıyım, şikayet etmemeliyim. Mümkünse aklımın iki gram enerjisini Zengin Amcaları daha da zengin edecek fikirlere yormalıyım, illa bir şeye yoracaksam. Sonra da onların bana züğürt tesellisi olarak verdiği üç kuruş fazladan paraya bakıp kendimden daha aşağıda olanlar da olduğuna şükredip, ancak o zaman bir aylık çalışmama denk olan meblağı üçte biri Zengin Amcalara bağış olmak üzere ödeyip bir iPhone'a sahip olabilirim. Öğrenci halimle nereye?

2 comments:

  1. Müstehak sana, benim mp3 playerim bile yok, ayda 180tl ile geçinmeye çalışıom burada, ( hatta 55 akbili çıkar 125tl ) oooh içimin yağları eridi, aç kal.

    ReplyDelete
  2. Ya ben bunu ciddi yazdım mı sanıyorsun? Eğer öyle sanmıyorsan kusura bakma ama öyle sandıysan üzülerek belirtirim ki bu yazı baştan sona geyiktir.

    ReplyDelete