27 January 2009

Saçmalamak ya da saçmalamamak?

Benim bir zamanlar bir fikrim vardı. Yazı yazmak için geniş bir alan koyulan şeylerde bir de üste tek satırlık konu girme alanı koyulur ya hani. (Mesela benim bu girdiyi yazdığım sayfa ya da e-postalar gibi.) İşte o konu girme alanının altta olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insan genelde başta konuyu özetleyecek şeyi bulamıyor, ya da yazdıktan sonra konu hiç beklemediği yerlere geliyor. (Biliyorum, tüm genellemeler yanlıştır, ayrıca bu çok kişisel bir bakış açısı olduğu için daha da yanlış.) Zaten edebiyat derslerinde düz yazı yazarken başlığı da çoğumuz yazı bittikten sonra atmaz mıydık? Hatta ve hatta bir insan sonuçta böyle yerlerde tek konu altına yazmak zorunda olmadığı için böyle bir kutu konması bile başlı başına saçma. Ya da birden fazla kutu ekleme seçeneği olabilir. Gerçi öyle olursa insan birden fazla girdi de ekleyebilir aslında. Neyse, abartmıyorum, sadece konu kutusunun aşağıda olması yeterli.

Peki buraya nereden geldim? Çünkü ilk girdide söylediğim sebeplerden biriyle, yani saçmalama isteğimi giderme amacıyla bu girdiye başladım ve üstte olduğu için yazıya başlamadan önce girdim bu başlığı. (Tekrar okuyunca gerekli gördüm, bir ara şartlamayla ilgili de bir şeyler yazmam gerek. Çünkü içinizden birilerinin "Üstte olması neyi değiştirir ki, sen de sonradan yaz," diye denyoluk ettiğini resmen duydum!) Yazının sonuna kadar ne olur bilinmez ama bir terslik çıkmazsa şu an gördüğünüz başlık en başta atılmış olmalı. Eğer bir değişiklik olursa yazının sonunda belirtirim. (Böylece de bir nevi yazıyı sonuna kadar okumanızı garanti altına almış oluyorum, bir taşla pek çok kuş...)

İşin kötü yanı saçmalama ihtiyacım, ya da bu yazının kaldırabileceği saçmalama miktarı doyuma ulaştı gibi. Ama bana bir faydası oldu, yazının sonuna dek sizi okur tutabilmek için bir yöntem öğrenmiş oldum. Mutluyum. Ne yazık ki başlığı değiştirmeyeceğim ve konuyla çok da ilgisi olmayan bir yazı oldu. Belki ilerde saçmalama üzerine bir inceleme yaparsam -ki bu, bu günlüğün varlığı kadar gerekli bir şey bence- konunun ismi bu olabilir. Ya da doğrudan "Saçmalamanın Gerekliliği" de olabilir. Evet, o daha mantıklı geldi. Ama bu ismi de kullanmanın bir yolunu bulabileceğim konusunda kendime oldukça güveniyorum.

Tam şu an aklıma geldi, ben bu kadar kağıda dolmakalemle yazıyor ve sonradan değiştiremezmiş havasında yazıyor olmama rağmen, bu girdiyi yolladıktan sonra da başlığı düzenleyebilirim? Yani bunu yolladığım zaman bir son olmayacak. Ama sizi temin ediyorum, böyle bir yola başvurup konuyu değiştirirsem altına not düşeceğim. Böylece de bu girdiye ara sıra bakmanızı garanti altına mı almış oluyorum ne? Muhteşem miyim ne? *bulutların üstüne doğru minik kanatlarını çırparak yükselir*

2 comments:

  1. *Tüfeğiyle, melek kanatlarıyla yükselmekte olan figürü vurur.*
    <.< Ne yazık ki görmezden geldiğin şey, yazının sonunda belirteceğini söylediğin şeyin, insanın direkt yazının sonuna atlayıp bakabileceği, veya en kötü ihtimalle Ctrl+F'le "başlık" kelimesini aratarak sonucununda bulunabileceği. O yüzden okutma taktiği geçersiz olmuş oluyor.
    Ben okudum mu? Okudum..ama böyle bir şey olmasaydı okuyacaktım hepsini zaten.

    ReplyDelete
  2. Ben bunu fark etmemişim, Blogger uyarmıyormuş yorumlarda, ya da ben doğru ayarları yapmadım. Bakacağım...

    İlk olarak, ben melek kanatlarından hiç söz etmedim, yanlış bir figürü vurmuş olabilirsin. xD İkincisi, zaten o ifadeyi kullandıktan birkaç cümle sonra değiştirmeyeceğimi söylemişim. Zaten insanların en sona spoiler yememek için bakmayacağını varsaymıştım, ama baksalar da geri gelmek zorunda kalacaklarmış. Ve, zaten senden başka okuyucum yok, ve sen okudun, öyleyse o veya bu şekilde ben amacıma ulaşmışım demektir. ^^ Mutluyum~

    ReplyDelete